(Turkish)
Son günlerin gündemde tutunamayan konusu Fatih Projesi ciddi vaadleri olan ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren bir proje. Bu proje kapsamında yapılması planlanan çalışmalar şu 5 ana başlık altında toplanmış
- Donanım ve Yazılım Altyapısının İyileştirilmesi
- e-İçeriğin Sağlanması ve Yönetilmesi
- Öğretim programlarında Etkin BT Kullanımı
- Derslerde BT Kullanımı İçin Öğretmenlere Hizmetiçi Eğitim
- Ağ Altyapısı ve Geniş Bant İnternet Kullanımı ile Bilinçli ve Güvenli BT Kullanımının Sağlanması
Bu maddelerin hepsi Türkiye’de verilen eğitimin kalitesini farklı açılardan arttıracaktır ancak benim değinmek istediğim konular özellikle 1. madde kapsamında yapılması planlanan çalışmaları kapsamaktadır.Donanım ve Yazılım Altyapısının İyileştirilmesi başlığını ayrıntılı bir şekilde incelediğimizde dersliklerin dizüstü bilgisayarlarla donatılmasının amaçlandığını görüyoruz. Basında çıkan haberlerden takip ettiğimiz kadarıyla Milli Eğitim bakanlığı ve hükümet dizüstü bilgisayarlardan çok tablet bilgisayarlara odaklanmış durumda. Bu çerçevede dersliklerin (aslında öğrencilerin) tablet bilgisayarlar ile donatılması çalışmasında hükümet’in özellikle Apple ve Google ile temaslarda bulunduğunu ayrıca yerli bilgisayar üreticileri nezdinde de temasların ve çalışmaların yapıldığını biliyoruz. Bu çalışmaların ve temasların hepsi bu tür bir girişim öncesi karar verme aşamasında önemli ve değerli faaliyetler. Ancak benim kişisel fikrim eğitim’e yönelik tablet bilgisayar donanımının ve bu donanım üzerinde çalışacak işletim sisteminin tasarım ve geliştirmesinin TÜBİTAK çatısı altında kurulacak ekipler ve kamuya ait bir üretici firma tarafından geliştirilmesinin zorunlu olduğu yönünde. Bu çalışmanın tamamen yerli kaynaklar kullanılarak yapılabileceğine inanmama neden olan bazı gerçekleri aşağıdaki gibi özetleyebilirim
Hemen hemen tüm tablet üreticileri kullandıkları donanım parçalarını Çin’de anlaşmalı şirketlere ürettirmektedir. Ancak bu üreticiler kullanacakları donanım’ın tasarımını kendileri yapmakta veya tasarım şirketlerine yaptırmaktadırlar. Bana göre bizim ülkemizde bu donanım bileşenlerini tasarlayabilecek insan kaynağı mevcuttur. Hükümet bu projenin bir başarı hikayesi olmasını istiyorsa derhal bu donanımın tasarımını yapabilecek kişileri tespit etmeli ve gerekirse yurt dışında Apple, Google, Motorola, HTC, Samsung, Sony gibi ciddi üreticilerde çalışmakta olan mühendisleri TÜBİTAK bünyesinde bu çalışmaya katılmaları için ikna etme çalışmalarına başlamalıdır.
Türkiye TÜBİTAK çatısı altında bence çok başarılı bir işletim sistemi olan Pardus’u geliştirmeyi başarmıştır. Çok önemli bir başarı hikayesi olan ve başarılarını sürdüren Pardus yapılanmasına benzer bir yapılanma kendi tablet işletim sistemimiz için de hızla devreye alınmalıdır. Hatta kendi tablet işletim sistemimizi Pardus’un kapsamını genişleterek geliştirmeliyiz. Günümüzün en başarılı mobil işletim sistemlerinden biri olan Android’in çekirdeği ile Pardus’un çekirdeğinin Linux olduğunu göz önüne alırsak bunu başarmak için Amerika’yı yeniden keşfetmemize gerek kalmayacaktır. Diğer yandan bu çalışmada açık kaynak kodlu olan Android kodunu inceleyip gerekli düzenlemeler ve yenilemeleri de rahatlıkla yapabiliriz. Örneğin Android’in Java temelli ve Dalvik kullanan yapısına benzer C# temelli ve Mono bileşenlerini kullanan bir işletim sistemi geliştirebiliriz.
Tasarımı TÜBİTAK tarafından yapılan donanım’ın montajının yapılması, donanım bileşenlerinin üretimin Çin’de yaptırılması, servis desteğinin organizasyonunun sağlanması gibi konularda faaliyet gösterecek %100 devlete ait bir kamu şirketi kurulmalı. Türkiye gibi bilmem kaç haneli büyüme rakamlarını yakalamış ve bilmem kaç miliyar dolar ihracat hedefi olan bir ülkenin bu tür bir kamu şirketi’nin finansmanını sürdürülebilir bir yapıda sağlayabileceği açıktır. (Bu şirket’in özelleştirilmesinin önüne yasal engellerin daha kurulma aşamasında konulması da bence kesinlikle gereklidir)
Uygulama mağzası ve milli eğitim bakanlığının dijital eğitim materyallerine erişime imkan sağlayan içerik mağzası gibi hizmetler sadece yerli yazılım firmalarına ihale edilebilir. Bu şekilde tablet işletim sistemlerinin kalbi sayılan uygulamaların ve içeriğin yönetimi merkezi bir yapı ile daha kolay sağlanabilir.
Geliştirilen tablet donanımı ve işletim sistemi ticari uygulama ve içeriğe kapalı olmalı sadece eğitim amaçlı ücretsiz içeriğe odaklanmalıdır. Böylece donanım ve işletim sistemi üzerinde ticari bir baskı unsuru oluşması veya oluşturulması engellenebilir.
Milli Eğitim bakanlığı Fatih Projesi kapsamındaki tüm okullara hizmet verebilecek bir data center kurarak okullara LMS gibi hizmetleri ortak bir kaynaktan merkezi olarak sunabilir.
TÜBİTAK çatısı altında üniversitelerin de iş birliği ile Türkiye kendi LMS‘ini (Learning Management System) geliştirip işletebilir
Teknolojiyi tüketirken çok yakından takip eden fakat özellikle devlet’in vatandaşlarına sunmakla yükümlü olduğu hizmetlerin sağlanmasında teknoloji yokmuş gibi davranan bir ülke olarak yukarıda belirttiğim hayalin gerçekleşmesi zor görünebilir. Fakat Fatih Projesi belirlenen takvimde uygulamaya geçirilebilirse belki de dünyada bu çapta dijital eğitime geçen ilk ülke olabiliriz. Bence ülke olarak bu fırsatı iyi değerlendirimeli ve özellikle %100 yerli kaynaklarla bu projenin hayata geçirilmesi için yapabileceklerimizi küçümsememeliyiz.
Hindisatan teknoloji’nin eğitimde daha etkin kullanılması için çalışmalarına uzun süredir devam ediyor ve Aakash isimli devlet destekli tabletin geliştirmesinin bitmek üzere olduğu duyuruldu.